“Meslek” Gidince Geriye Ne Kalır?

Tanışırken ilk duyduğunuz soru hiç, “meslek ne?” oldu mu?

Kendinizi Mesleğinizin Dışında Tanıtmanın Bir Yolunu Bulun

Kurumlarla yaptığımız eğitim çalışmalarında çok farklı kişilerle tanışma fırsatı buluyorum. Kurumlarla yapılan yetişkin eğitimlerinin, okul eğitimine göre en büyük farkı, katılımcıların yaşı değil. Tabi ki bu da var. Ama asıl fark, yetişkinlerin öğrenmek için kendilerinin istemesi gerekli. Bu da ancak bilgi veya bakış açısı transferi yapacak – yani eğitimi verecek – kişi ile tanışmaları ve kısa da olsa bir tür diyalog geliştirmeleri ile mümkün. Bu yüzden birkaç gün süren kurumsal eğitimlerin en önemli  kısmı nedir diye sorsanız, kendi gözlemimce bunun “tanışma” kısmı olduğunu söylerim.

Bir süredir, bu tanışma kısmında farklı bir soruyla giriş yapıyorum. Katılımcılardan, kendilerini mesleklerinden (veya ne görevde olduklarından) bahsetmeden anlatmalarını rica ediyorum. Bu, kulağa kolay gelen, ancak aslında göründüğünden daha zor bir istek. “Kollarınızı normaldekinden ters şekilde kavuşturun” gibi, zor olmadığını düşündüğümüz ama bir kere yapmaya başladığımızda “alışkanlıkların” aynı derecede gelişmiş olmadığını farkettiğimiz durumlardan.

Meslek Kimlik Yapışmasını Bölmek

İnsanın kendisini mesleğinden bahsetmeden tanıtması zor.

Buyrun, siz de deneyin. (Öğrenciyseniz de kendinizi okuduğunuz bölümü söylemeden.) Bir dakikada, sizi anlatan, nelerle uğraştığınızla ilgili fikir veren, söylemekten de memnun olacağınız bir konuşma yapın.

Bu zorluğu aynı derecede yaşamıyor. Gözlemlerim şunu gösterdi: Yaşadığı hayatta mutlu ve tatmini yüksek olan kişiler bunu daha kolaylıkla başarıyor. Görece daha az mutlu olan kişiler ise, yaptıkları işte çok başarılı olsalar, iyi kazansalar ve iyi bir kıdemde olsalar bile tıkanıyorlar. Meslekleri ve ünvanları kendi kişisel kimlikleri içerisinde o kadar büyük bir yer tutmuş ki, onu çıkarınca, anlatacak bir şey bulamıyorlar.

meslek

 

İş hayatında başarılı olmak istiyoruz tabi ki. Çoğu insanın kaçırdığı önemli bir nokta var. Bu yazıda, bunu hatırlatma görevini üstlenmiş olayım. İş hayatında ve iyi bir kariyer yolculuğunda başarılı olmak için sadece çok çalışmanız, hayatınızı işininiz yapmanız, kendinizi ve tüm enerjinizi işinize vermeniz yeterli değil!

Mesleğin dışında kimsin sorusunu duyduğunuzda söyleyecek ne kadar çok şeyiniz varsa, işinize katacağınız şey de o kadar çok olur.”

Başarı için aynı zamanda çok yaşamanız, çok öğrenmeniz, çok denemeniz ve yanılmanız, farklı kimlikler edinmeniz, farklı ortamlarda bulunmanız gerek. Mesleğin dışında kimsin sorusunu duyduğunuzda söyleyecek ne kadar çok şeyiniz varsa, işinize katacağınız şey de o kadar çok olur. İşinize ne kadar çok katma değer ve farklı bakış açısı getirirseniz de o kadar başarılı olursunuz. Üstelik başarı derken bir pozisyon terfi etmekten değil, dikkat çekecek derecede kariyer başarısına sahip olmaktan bahsediyorum.

Sihirli kelime, “deneyim zenginliği”.

Unutmayın;  insanı büyüten bir deneyimi tekrar tekrar kaç defa yaşadığı değil, ne kadar farklı deneyimler yaşadığıdır.

Neden aynı deneyimi daha çok yaşamak değil de farklı deneyimler yaşamak bizi büyütür, bir de Daniel Kahneman’dan dinleyin.